webnovel

3

Bektâşîlik, Hümanist esaslı bir öğretidir. Öğretinin odağında "insan" vardır. Amacı, İnsan-ı kâmil olarak tanımlanan olgun, yetkin insana ulaşmaktır. Bu ise belirli bir eğitim sürecini gerekli kılar. Hacı Bektaş-ı Velî'nin Türk dünyasının felsefesine çok büyük katkıları olmuş olup hâlen yaygın olarak kullanılan birçok özlü sözü bulunmaktadır. Öncelik yol kurallarındadır. Onlar "Hatır kalsın, yol kalmasın" diyerek bunu açıklarlar.

Her şeyden önce hacı bektaş 'ın hayatını okuyarak başlamak daha mantıklı olacaktı.

Alevilik içinde özel bir tarikate gireceğimi düşünüyordum.

Sünni olarak doğan bir insan bu tarikate kabul edilir mi

Acaba?

Evlenmemiz imkansız mı ,eski Türk filmlerindeki gibi, biz ayrı dünyaların insanıyız deyip vedalaşacak mıydık.

Sabah okul servisinin durağına geldiğimde o benden erken davranmıştı.

Uzaktan beni gülerek karşıladı.

İnci gibi beyaz ve muntazam dişleri vardı. Bu kadar sık sigara içtiği halde dişlerinin bu kadar beyaz olması beni şaşırtıyordu.

Sayı teorisi okumam gerekirken oturmuş hacı bektaş'ın hayatını okumaya başlamıştım.

Aşk nelere kadirdi!

Kütüphaneden ödünç aldığım kitabı ona gösterdim.

hoşuna gideceğini umuyordum.

Ağustosta birlikte Hacı Bektaş'a gitmek istediğimi söyledim.

Gülümseyip , sigara yaktı. ben okumaya başladım.

yaşlı okul servisimiz (mercedece 0302-s)

Kavisli yollarda ağır ağır İnönü'ye varmak için ilerliyordu.

ilk ders sekizde başlardı.

Bugün özel bir gündü, okula iki mesai arkadaşı olarak değil de iki sevgili olarak başlayacaktık.

yol boyunca okudum:

Hacı Bektaşî Velî'nin annesi Şeyh Ahmed Nişâbûri'nin kızı Hâtem Hatun'dur. Bektaş-ı Velî hicrî 645 yılında Nişâbur'da doğdu. 680'de Ahmed Yesevî'nin tavsiyesiyle Anadolu'ya geçti. Kırşehir yakınında "Karabük"e yerleşti, 738 de vefat etti.

Bektaşîlik, Anadolu'nun ortasında ıssız bir köyde doğmuştur. Âlimlerden uzak kaldığı gibi şehirlilerden çok köylüler ve yörükler arasında yayıldı. Hatta çoğu kez göze bile çarpmadı. Ancak tamamıyla kurulduktan ve dal budak saldıktan sonra anlaşıldı. Bektaşilik her tarikat gibi batınîdir. Bâtına ait birtakım tasavvufî esrar ile içli dışlıdır. Fakat bâtınilik meselelerinde öbür tarikatlardan ayrılır. Mâlum olan "Bâtınî"lere yaklaşır. Bektâşîler her şeylerini gizli tutarlar. Her türlü teşkilatları saklıdır. Birtakım işaretler ve remizler kullanırlar. Buna binâen tarihte meşhur olan "Bâtınî"lerle alâkaları vardır. Tarikatların birçoklarında bulunan "seyr-i sülûk" Bektaşilik'te yoktur. Muayyen "evrad ve ezkâr" bile mevcut değildir. Ancak "inâbe" ve "ikrar" ile "âyin-i Cem" vardır.

Bektaşîlik'te Ehl-i Beyt'e sevgi gösterilir. Bu muhabbet ifrata kadar varır. Hatta Bektaşiliği mezhep itibarıyla "Ca'feri"; irfan ve felsefe itibarıyla "Hurûfi" diye tanımlayanlar vardır. Gerçekten Anadolu Bektaşîleri Ca'feri mezhebinde olduklarını açıktan açığa söylerler. Mezhepte Caferi, tarikatte Bektaşî bulunduklarını itiraf ederler, ama günümüzde Caferiliği reddetmektedirler.

Bektaşîler, Ca'ferî fıkhını kabul ettikleri gibi İmamiyye mezhebini de kabul etmişlerdir. Oniki imamı takdis ederler. Bektâşîlik'te az çok tasavvuf, büyük miktarda Hurûfilik, Ahilik, Bâbailik,* Bâtınilik, Hulûl* ve Tenâsuh*, Ca'ferilik, Şiî'lik, İmami'lik, Şâmani'lik, Lama'lık hatta teslis gibi eski ve yeni bir çok unsurlar vardır. Onun için içinden çıkılmaz bir şekil almıştır.

Yeniçeri Ocağı'nın kuruluşunda Hacı Bektaş Velî dua etmiş, bu nedenle Yeniçeriler onu pir olarak tanımışlardır. Yeniçeri Ocağı'na "Hacı Bektaş Ocağı" denmesi bundan dolayıdır. Bu tarikatın Türkler arasında tutunmasının, yaygınlık kazanmasının sebeplerinden birisi Yeniçerilerle ilgisinin bulunmasıdır. Çeşitli grupları ve cereyanları bünyesinde barındırması, toleransı, tarikat mensuplarının halkla içli dışlı olması; özellikle Bektaşî edebiyatını oluşturan eserlerin Türkçe ile ve halkın rahatlıkla anlayacağı bir üslupla yazılması, Bektaşîliğin yaygınlık kazanmasını sağlayan başlıca hususlardır.

Bektaşîlik Anadolu sınırları içinde kalmamış; Bulgaristan, Romanya, Sırbistan, Mısır, Arnavutluk ve Macaristan'a kadar yayılmıştır.

Sünnî bir yapıya oturan Osmanlı devletinde, Şiî-Bâtınî unsurların karıştığı Bektaşîlik, aynı tempo ile yürüyemedi. Yeniçeri Ocağı'nın etkisi azalınca, hatta Sultan II. Mahmud'un Yeniçeri Ocağı'nı ilgasıyla Bektaşîlik de ilga edildi. Ancak Sultan Abdülaziz zamanında yeniden canlandı, gelişimini sürdürmeye başladı. 30 Kasım 1925'te tekkelerin kapatılmasıyla Bektaşîlik resmen son buldu.

Bektaşîlik başlıca iki kola ayrılmaktadır. Bunlardan birincisi Hacı Bektaş Veli'nin evliya olduğunu kabul eden Çelebiler koludur. Bunlar, kendilerini Hacı Bektaş Veli'nin neslinden sayarlar. Bu nedenle bunlara "bel oğlu" adı verilir. Bu kol Anadolu'da yaygınlık kazanmıştır. İkinci kol mensuplarına Babağân kolu denilir. Bunlar tarikat yoluyla Hacı Bektaş Veli'ye bağlı oldukları için "yol oğlu" adıyla anılırlar. Bu kola mensup olanlar Hacı Bektaş Velî'nin bekâr olduğunu kabul ederler. Bu anlayış İstanbul, Rumeli ve Avrupa'nın çeşitli ülkelerinde yaygınlık kazanmıştır. Zaman zaman bu iki grup birbirlerine karşı düşmanca tavır takınmışlardır.

Bektaşîliğe girecek olan kişi belirli bir müddet denenir. Sonra "ikrar âyini" denilen bir törenle tarikata girer.

Bektaşîlik'te müridler beş dereceye ayrılır: 1-Muhiblik, 2-Dervişlik, 3-Babalık, 4-Mücerredlik, 5-Halifelik.

Muhib'in iki Bektaşî'nin kefâletiyle tarîkata intisabı kabul edilir. Buna "el almak" veya "nasib almak" da denilir. Dervişliği isteyen erkek muhib tekkeye alınır. Hizmetleriyle bunu isbata çatışırsa dervişliğe kabul edilir ve dervişlik tacı giydirilir. Üçüncü derece babalıktır. Babalık dervişe halife tarafından verilen bir mertebedir. Yeteneğini ispat eden dervişe bizzat halife tarafından bu pâye verilir. Halîfenin icâzetiyle bundan sonra muhib ve derviş yetiştirebilir. Babaların Hz. Peygamber soyundan geldiklerini kabul edenler yeşil sarık sararlar.

Dördüncü derece mücerredliktir. Bu dereceye yükselmek için evlenmemiş olmak gerekmektedir. Mücerredliğe seçilen aday dervişlerden ve babalar arasından seçilir. Bu derece halifeye en yakın olanıdır. Belirli bir merâsim yapılır. Adayın sağ kulağı delinir; Mengûş adı verilen bir küpe takılır. Bunlar kendilerini tarikata adadıkları için evlenemezler, çocuk sahibi olamazlar.

Bektaşî babası halifelik makamlarından birine müracaat eder. Eğer halifeliğe gerek varsa ve müracaatı da kabul edilirse ona halifelik icazeti verilir. Bunun dışında bir baba, üç mücerredin imzasıyla da halifelik makamını elde edebilir. Bektaşîlik dört temel üzerine oturur. Bu dört temele dört kapı denir. Şerîat kapısının mensupları Şerîata ve Ehl-i Beyt'in yoluna uymak zorundadır. Tarikata giren "yol oğlanları" da bu yolun gereklerine uymağa mecburdur. Hakikat kapısının mensubu, evrenin sırrını öğrenecek, marifet kapısının mensubu da nefsini mâsivâdan temizleyecektir.

deneme süresi mi?

yani beni tarikata kabul etmeden önce bir süre deneyecekler miydi, AB ilişkimizi ciddi bir aşamaya geçirmeden önce hareketlerimi izleyecek inanmışlığımı kontrol edecekti.

sultan abdulaziz'in intihar etmediğini cinayete kurban gittiğini inanan insanlardanım.

bu konuda sizin fikriniz nedir sevgili okuyucu?

Artık bunun bir cinayet olduğuna emin olmuştum hatta elimde bir şüpheli grup vardı:sünniler

Sultan , Bektaşiliği diriltmek istiyordu bu nedenle yok edilmesi gerekti.

Kafamı kitaptan kaldırdığımda AB uyuyordu.

ince dudaklarına baktım.

dün gece bu ince dudakları ilk kez öpmüştüm.

yıllar sonra öptüğüm üçüncü kişiydi.

Ben onu öpen ilk kişiydim.

Hayatındaki ilk ilişkisi bendim.

302-S İnönü meydana ulaşmıştı.

Okuldaki çeşmeden kaynak suyu içeceğim için şimdiden sevinmeye başladım.

Bu gün okula resim öğretmeni gelecekti.

Askerlik hizmetini tamamlamış ve göreve dönmüştü.

ne büyük bir tesadüf ki askerlik hizmetini yaptığı şehir AB'nin doğduğu ve hayatının ilk on yılını geçirdiği şehirdi.

Ab resim dersine vekaleten giriyordu bu gün sabah ders ile ilgili tüm dosyaları resim öğretmeni C.S'ye teslim edecekti.

ders saati azalacak ve aylığında azalma olacaktı bu nedenle bu sabah gergindi.

Elinde VEdat Türkali'nin kitabı vardı ama iki sayfadan sonra uyuyakalmıştı.

Okul servisinde yanımda otururken tıpkı dün gece olduğu gibi ona sarılmak kalın paltomla onu ısıtmak istiyordum.

Elini tutmaya çalıştım ama reddedildim okul servisinde mesafeli olmamız gerektiğini söyledi.

uzun öğle molasında AB resim dersinin ilgili dosyalarını teslim etmişti ve CS ile onun doğduğu şehir hakkında ve felsefe hakkında konuşmaya başlamıştı. Sohbet onun çok hoşuna gitmişti. Sabahki gerginliğini atmış sürekli gülümsüyordu.

- yarın sabah servise binmeyeceğim bay alpha..

- Neden?hasta mısın ?rapor mu alacaksın?

- -hayır,CS beni arabası ile okula bırakacak , hem de ücret almadan

- servis ücreti ödemekten yoruldum.

-

seni de almak isterdik ancak müdür ve yardımcısından dolayı araçta yer kalmadı.

Onu anlayışla karşılamam gerekti sonuçta para sıkıntısı vardı.

Ailesine yardımcı olmak ucuz ve kalitesiz tütün içer kesinlikle makyaj yapmazdı.

Resim öğretmenimiz makyaj yaparsa çok güzel olacağını kendisinin hatırı için bir kereliğine de olsa makyaj yapmasını istemişti.

Ertesi gün AB okula ilk kez makyajlı geldi.

İtiraf etmeliyim güzel olmuştu.

CS bunu kutlamalıyız deyip pasta sipariş etti

AB'nin güzelliğine kola içip pasta yedik.

Öğleden sonra ilk derste hem AB'nin hem de CS'nin dersi boştu.

Boş derste masa tenisi oynadılar.

CS kusursuz bir oyuncuydu.

Boş derslerde AB 'ye masa tenisi dersleri vermeye başladı.

Mesai boyunca AB'ye ulaşmam artık zor olacaktı.

Bununla birlikte mesai bitiminde onu görebilirdim.

Pansiyonun karşısında paten merkezinde buluşup kahve içtik.

Öğrenci yurdunda kalmaktan yorulduğumu birlikte ev tutmamızın doğru olacağını söyledim.

bu cümle ilk kavgamıza sebep oldu.

Bu ne cüret bay alpha?

AB hızla masadan kalkıp yurda gitti.

Ertesi gün yüksek lisans dersim vardı.

İnönü'ye gitmeyecektim.

Hazırlık için kaynak taraması yapmam gerekecekti.

QA rafında kitaplara sıra ile göz gezdirdim.

Derse motive olamadım.

Serviste benimle birlikte okula gelmesini istiyordum.

ilişkimizin ilk haftasında aramıza ayrılık koymuştu.

Buluştuğumuz anlarda sürekli resim öğretmeninden söz etmeye başlamıştı.

CS, doktora tezini tamamlamış, soyut resim çalışmıştı. Felsefeye ilgisi vardı okuldaki resim odasında kendisine özel kütüphane kurmuştu.

AB ile fırsat buldukça resim odasına kapanıp birlikte felsefe yapıyorlardı.

Kitaplar hakkında karşılıklı yorumlar bittikten sonra masa tenisi çalışırlardı.

Ab onun gözlerine baktığı zaman ince dudakları birbirinden ayrılıyor etrafa gülücükler saçıyordu.

Okul çıkışı onun yurduna doğru yürüyorduk yarın için planı olup olmadığını sordum.

Yalnız kalmak istediğini bu hafta buluşmak istemediğini söyledi.

Hatta hiç görüşmesek daha iyi olur.

Seninle olmuyor bay alpha, elveda!

Bir ay süren ilişkimiz böylece sona ermişti.

Bundan sonra bektaşilik hakkında kitaplar okumaya gerek kalmamıştı.

Kafede çayımızı yudumlarken CS'nin yakışıklı bir entelektüel olduğunu dinlemeyecektim.

Evli olmasa kaçırmayacağım aday CS olurdu, bay alpha!

Mutlu olacağımıza dair inancı kalmamıştı belki , farklı mezheplerden olmamız mutsuz bir evliliğe sebep olacaktı.

Bu düşünceler ile fen fakültesinin karanlık koridorunda yürüyüp hocamın odasına ulaştım.

Kapıyı iki kez çalıp içeri girdim.

Merhaba bay alpha!

Saygılar hocam.

Çalışabildin mi?

Hocam, çalışamadım.

Sevgilimden ayrıldığım için hazırlanamadım.

Hocam ilk kez güldü.

Geçerli bir mazaret …

Sekretere döndü.

Şu durumda siz bize uygun bir ders saati ayarlarsınız hanımefendi.

Sekreter de gülüyordu.

Kampüs içindeki erkek öğrenci yurduna yürüdüm.

Her akşam onunla sohbet etmeye film izlemeye birlikte ders çalışmaya çok alışmıştım.

Kampüste piknik yaptığımız ağacın altında oturdum.

-lütfen üstümden kalk, beni öpmeyi bırak, bir tuhaf oluyorum. Çapkın!

-üzerinde değilim , AB.

Sadece yüzüm yüzünün üzerinde dedikten sonra son bir öpücük kondurmuştum.

Onu her öptüğümde kuş cıvıltıları daha çok artardı.

Odama girip üzerimi değiştirdim.

Kampüste koşmaya başladım.

AB 'nin ne kadar çok zamanımı işgal ettiğini anlamıştım.

Aklımda tek soru vardı :neden?

Evli bir mesai arkadaşına aşık mı olmuştu?

Sevgili olmak için her iki tarafın da bekar olması şart değildi elbet.

Resim odasında belki sevginin gücü belki de yasak aşk yaşamanın heyecanı cazip gelmişti.

Okulda sürekli birlikte olmaları bir ilişki yaşadıkları anlamına gelmezdi.

Bu düşünceyi kafamdan silmeye çalıştım.

Ertesi gün öğretmenler odasında karşılıklı çay içiyorlardı.

CS, okul gezisine gelemeyeceğini eşinin grip olduğunu söyledi.

Dolabımdan kitabımı alıp çıkacaktım ama yavaş davranarak konuşmalarını dinlemeye çalışıyordum.

AB, cevap vermedi.

Daha doğrusu gözleri ile cevap vermişti.

Ben çıkına kadar konuşmayacakları kesinleşmişti.

Derse daha fazla geç kalamazdım.

Onları baş başa bıraktım.

Okul pikniği açık havada güzel bir kahvaltı ile başladı.

Okul müdürü ilkokul çocuğu gibi salıncağa oturmuştu.

Bay alpha, rica etsem beni hafifçe itseniz!

Müdürümüz bir alkolikti.

Piknikte kahvaltıdan hemen sonra içmeye başlamıştı, güneş tam tepemize doğru yol alıyordu.

Okul müdürü içkinin tesiri ile şarkılar söylüyordu.

Salıncağı daha hızlı sallamamı istiyordu.

AB ile CS karşı tepeye çıkmaya başlamıştı.

Eski sevgilim piknik için

Uygun bir ayakkabı giymediği için yürümekte zorlanıyordu.

CS, elinden tuttu ona yardımcı oldu. Bir süre sonra elini bırakacağını düşünüyordum.

Uzaktan bakınca okulumuzun öğrencilerinden farkları yoktu.

Merakım galip geldi.

Elele tutuşup nereye gidiyorlardı acaba?

Müdürden ayrılmaya karar verdim.

Ben salıncağı itmesem de onun için zaten dünya dönüyordu.

Oldukça uzak bir mesafeden izledim onları, tepedeki çalıların arasında kaybolmuşlardı, daha fazla yaklaştım.

Gözden uzak bu doğa harikası ormanda iki sevgili tutku ile öpüşüyordu.

Bu kaçırmamam gereken bir fırsattı, hemen fotoğraflarını çektim.

Ne büyük bir tesadüf ki resim öğretmenimizin eşi kampüste memur olarak çalışmaktaydı.

Fotoğrafları zarfa koyup kadının çalışma masasındaki çekmeceye bıraktım.

intikam hırsı gözümü kör etmişti.

Bir evlilik benim yüzünden sona erecekti, küçük bir çocuğun hayatı ile oynamıştım.

Resim öğretmeni ilerleyen günlerde eşinden ayrıldı. İkisi de ne kadar kötü bir adam olduğumu düşünüyordu.

Kaybetmeyi kabul edememiştim.

Tek isteğim AB'nin benim yaşadığım acıları yaşamasıydı.

Okuldan ayrılmam gerekti. Bu okulda çalışmaya devam edemezdim.

Komşu okuldaki matematik öğretmeni benim okuluma gelmek istiyordu, onu ziyarete gitmeye karar verdim.

DY, ziyaretime memnun olmuştu. Hayali lisede çalışmakmış.

Benim için lise yada ortaokul farkı yoktu, görev yerlerimizi değiştirdiğimizde bu işkenceden kurtulacaktım.

İnsanlara yaptığım kötülük çifte kumruların önündeki engeli kaldırmıştı.

Resim öğretmenimiz artık özgürdü!

Mezhep farkını evlilik için büyük bir engel olarak gören AB, bu kez hiç nazlanmadı.

AB ile CS ara tatilde evlendi.

Kaybetmek insanı olgunlaştırır derler ya kesinlikle doğruydu. Sadece acımı paylaşacak bir arkadaş arıyordum.

Matematik öğretmeni DY, yeni okulunda çok mutluydu.

Bu mutluluğu bana borçlu olduğunu düşünüyordu

En azından bir kez öğle yemeği teklifini kabul etmemi istedi.

BU küçük kasabada tüm öğretmenler aynı kafede olmak zorundaydı.

DY ile ben bir masada , AB ile CS karşı masadaydık.

Manzarayı görmemek için sırtım dönük oturdum.

Garson benden sipariş beklerken kütüphanede tek başıma evlilik hayali kurduğum, alevilik hakkında araştırma yaptığım günleri anımsadım.

Bektaşîlikte ana ilke Hz. Muhammed (s.a.s.)'in soyunu ve oniki imamı sevmek ve Ehl-i Beyt düşmanlarından uzak olmaktır.(!)

Bektaşî tarikatının kendine özgü gelenekleri vardır: Bıyıklarını ve sakallarını uzatırlar. Karşılaştıkları zaman sağ ellerini kalplerinin üstüne koyarlar. Birbirinin ellerini öperler. Başlarına oniki dilimli taç giyerler.

Göğüslerine "teslim taşı" adını verdikleri oniki dilimli bir taç takarlar. Hırka giyerler, kemer kuşanırlar..

Birbirlerine ömür boyu yardımcı olmak amacıyla :"yol kardeşi" adını verdikleri bir arkadaş edinirler. Evfi Bektaşîler boşanmazlar. Nasib kapanmasın diye kaşığı sofra üzerine yüzüstü bırakmazlar. Kapının eşiğine basmazlar. Hulûl, tenâsuh ve hattâ teslis anlayışı, inanç olarak Bektaşîliğe hakim olmuştur.

Bektaşîlik, Alevîlikle iç içe girmiş ve bu nedenle özellikleri bozulmuştur. Bazı âdetler değişikliğe uğramıştır. Çelebiler ile Babağân arasındaki mücadeleden sonra evlenmemek âdet haline getirilmeye çalışılmıştır. Daha önceleri şerbet içilirken, sonraları bunun yerini şarap ve içki içme âdeti almıştır. Allah'ın yasakladığı bazı haramlar mübah sayılmaya başlanmıştır. Namaz kaldırılmış, yerine niyaz ikame edilmiştir.

Bektaşî tekkeleri genellikle dağ eteklerinde, ıssız, sakin yerlerde kurulmuştur.

Bektaşî edebiyatı halk şiirinden yararlanmış, genellikte halk şiirindeki vezin, kafiye vb. özelliklere sadık kalınmıştır.

Bektaşî tekkelerinde ve dergahlarında icra edilen musîki genelde halk musîkisine çok yakındır. Bektaşîlik zengin bir tekke musîkisine sahiptir.

Hacı Bektaşi Veli'nin gerçek ismi, Seyid Muhammed bin İbrahim Ata'dır.(!) Lokman Parende'den ilk eğitimi almış ve Ahmet Yesevi öğretlerini takip etmişti. Ondan dolayı Yesevi'nin 'halife'si olarak kabul edilmektedir. Anadolu'ya geldikten sonra kısa zamanda tanınarak kıymetli talebeler yetiştirdi. Hacı Bektaş-ı Veli kendisinin de bağlı olduğu "Ahilik Teşkilatı" ile, Osmanlı Devleti'nin kuruluş devrinde Anadolu'da sosyal yapının gelişmesinde önemli katkılarda bulundu. Osmanlı sultanlarıyla halk tarafından da sevildi ve hürmet gördü.

Hacı Bektaş-ı Veli'nin sohbetlerini takip ederek onun tarikatına bağlananlara "Bektaşi" denildi. Hacı Bektaş-ı Veli'nin Makalat'ın asıl nüshaları incelendiğinde, İslamiyete uymayan davranışlara şiddetle karşı çıktığı görülür.

Hayatının büyük bir kısmını Sulucakarahöyükte (Hacıbektaş) geçiren Hacı Bektaş-ı Veli, ömrünü de burada tamamlamıştır. Mezarı, Nevşehir iline bağlı Hacıbektaş ilçesinde bulunmaktadır.

Alevilik ile Bektaşilik arasında özellikle on altıncı yüzyıldan bu yana bir farklılaşma meydana gelmiştir.

Bu günkü haliyle aralarında bulunan ayrılıklardan bir kısmı şunlardır: Her iki grubun temel inançları bir birine benzerlik arz etmekle beraber sosyal yapıları ayrıdır.

Kızılbaşlar/Aleviler yüzyıllar boyunca genellikle aşiret çevrelerinden gelen ve kırsal alanda yaşayan gruplar olup, Bektaşiler şehir merkezlerinde yaşayan ve daha çok eğitimli kimselerin oluşturduğu yapıdır.

Her iki grup da Hacı Bektaş Veliyi sevip saymalarına rağmen Aleviler Hacı Bektaş Dergahına değil, Peygamber soyundan geldiklerine inandıkları ocaklara bağlıdırlar.

Aslında Bektaşilik bir tarikat olduğu için, bu tarikatın yollarına uyan herkes Bektaşi olabilir. Ama Alevilik soya bağlıdır ve ancak ana-babası Alevi olan kişi Alevi olabilir.

Aleviler, Beşinci İmam Muhammed Bakırdan el tuttuklarını öne sürerlerken, Bektaşiler, pirleri olmak üzere Altıncı İmam Cafer-i Sadık'a bağlı olduklarını iddia ederler.

Ne günlerdi!

Hiç yaşanmamış gibi...

DY, nedendir bilinmez sürekli konuşuyordu, belki de beni teselli etmek istiyordu. AB ile kısa süreli ilişkim olduğunu kasabada herkes biliyordu.

Karşımda sadece dudaklarını oynatan bir kadın vardı, söylediklerini duymuyordum.

Hayatın devam ettiğini kabullenmem gerekti.

Karşımdaki insanı dinlememek kabalıktı.

Sohbet etmek için ortak bir nokta ararken aynı üniversiteden mezun olduğumuz ortaya çıktı.

DY, benden üç yıl sonra mezun olmuştu.

Danışman hocamın sağlığının nasıl olduğunu , tez konumu sordu.

Aklıma gelen ilk soru ise yüksek lisans ve doktora yapmayı düşünüp düşünmediğiydi.

Hayalinin lise öğretmenliği olduğunu akademisyenliğin ilgisini çekmediğini anlattı.

Hesap için kalktık, beni davet ettiği için ilgisiz davranıyordum ancak bir sorun vardı, kredi kartının onay vermemesi nedeni ile devreye girdim.

Meslektaşımın mahcup olduğunu hissettim.

İkinci kez yemeğe davet edilmiştim.

Bu kez kredi kartında sorun yoktu ama özel hayatında büyük bir problem vardı.

Bay alpha, Galois ismini duydun mu?

Etrafa duman salan piposunun garip kokusundan düşünemez olmuştum.

Hocamın nereye varacağını düşünmeye başladım.

Hayatındaki son gecesini cebir çalışarak geçirmiştir.

Gün ağarırken kalemi bırakmış ve düello için yola çıkmıştır. Rakibi onu karnından yaralamış birkaç gün sonra hayata veda etmiştir.

Konu açılmışken söyleyeyim bay alpha, benim için de veda zamanı geliyor.

Doktorlar , xanax isimli ilacı sadece uyumam için değil ağrılarımı azaltmak için de uygun görmüşler.

Pankreas kanseri olduğumu öğrendim.

Merak etme senin tezini bitireceğiz.

Danışmanlık yaptığım son öğrenci sen olacaksın.

Hocamı dinlemiyordum aklımda sıfır bilgi protokolü vardı.

CS, elinde kanıt olmamasına rağmen o fotoğrafları eşinin çalışma masasına benim koyduğumu biliyordu.

İspatlayacak kanıtı yoktu.

DY, üç yıl süren ilişkisini yeni noktalamıştı.

Erkek arkadaşının - yaz tatilinde geçirdiği trafik kazasından sonra- yüzünde kalıcı hasarlar oluşmuştu.

Eski yakışıklılığını kaybetmişti dedi.

DY çay kaşığını hafifçe yerine koyarken.

Serin bir Kasım ayında dökülen yaprakların havada uçuştuğu bir çay bahçesinde oturuyorduk.

Kazadan sonra özgüvenini kaybeden Özhan sürekli kıskançlık krizine girip hayatı DY için cehenneme çevirmişti.

Onun yaşam öyküsü "Gözlerini Aç" filmini anımsattı.

Yakışıklı Tom Cruise , kazadan sonra maske ile yaşamaktan sıkılır ve uyutulur.

İleriki yıllarda estetik cerrahi gelişecek ve uyandığında yeniden yakışıklı olacaktır.

Uyutulduktan sonra bir simülasyonda yaşamaya başlar, istediği her şeyin anında gerçekleştiği sahte bir dünyadadır.

DY, karşımda hayat hikayesini özetlerken ben kendi simülasyonumu yaşamaya başladım.

Geniş bir salonun ortasında AB, tek başına ayin yapmaktadır.

Elindeki mumu kaldırıp indirirken, 1996 yılındaki

Hükümetin başbakanı eline mikrofon almış, yetişin ahali içeride mum söndü oynuyorlar diye bağırarak

Etrafına insanları toplamaya başlar.

Halk tekbir getirip taşlar atarak camları kırar, bir başka grup büyük paslı kapıyı kırmak için yüklenmeye başlar.

AB içeride dairesel yörüngede koşarken mumu elinden düşürür ve etrafı alevler sarar.

AB'yi unutmak için fırsat ayağıma gelmişti.

DY hakkında özel hislerim olmadığı halde onun erkek arkadaşı olmayı kabul ettim.

Böylece Özhan umudunu kesip onu rahat bırakacaktı.

İlişkiden çok karşılıklı çıkarlarımızı gözeten bir antlaşma imzalamıştık.

Hocamın odasına giderken hafiflemiş hissediyordum.

Görgü kuralları çerçevesinde kapıyı çalıp içeri girdim.

Oda boştu.

Kişisel bilgisayarı açıktı. Masa üzerinde LATEX formatında yazacağı makale vardı.

Tütün torbası ve ilaç kutusu her zamanki yerindeydi.

İnanmak ne kadar zor da olsa hocam hayatındaki son günlerinde ZETA fonksiyonun dağılımını belirlemişti.

Milenyum problemlerinden biri şu an önümde duruyordu.

Bu makalenin altında benim ismim yazıyor olsaydı saygıdeğer akademik dergilerde adım geçecek şöhret olacaktım, saygın üniversitelerde dersler verecek hayatımın geri kalanını maddi sıkıntılar yaşamadan geçirecektim.

Dosyayı alıp çantama koydum odadan hızla çıktım.

Unuttuğum önemli bir sorun vardı, güvenlik kameralarından hocam makaleyi benim çaldığımı

Kolaylıkla fark ederdi.

Bu denklemin tek çözümü onu ortadan kaldırmaktı ayrıca ona iyilik etmiş olacaktım.

Acı çekmeden hayatının sona ermesini sağlayacaktım.

Birçok Avrupa birliği ülkesinde hastalar ölüm hakkı elde etmek için eylemler yapıyordu.

Odaya geri döndüm, dosyayı aldığım yere koydum.

Çekmecesindeki Xanax kutusunun tamamını avucuma boşalttım.

Odadan çıkıp, kapı önünde dönmesini bekledim.

Ders saatini en fazla on beş dakika ertelediğini bilirdim, nitekim on dakika olmadan karanlık koridorun sol tarafındaki odalardan birinden çıkıp ağır adımlarla bana doğru yaklaştı.

Merhaba , bay alpha!

Umarım çok beklemedin. Hayat nasıl gidiyor?

Bu kez hazırlıklı geldiğini tahmin ediyorum.

Yıllarımı verdiğim bir problemde çözüme ulaştığımı hissediyorum. Umarım yanılmıyorumdur.

Bu problem uzun zaman önceye dayanıyor.

Euler, 1730'dan başlayarak sonsuz toplamlarla ilgilenmiştir.

Özel olarak , elimizde 1den büyük bir s sayısı olsun.

Bu durumda ; n bir doğal sayı olmak üzere

(1/n) basit kesirinin s. kuvvetler toplamını ilk aşamada hesaplayamamış ancak s=2 için bu toplamı bulmuştur.

İnsanoğlu büyük bir adım atarak bu toplamın sadece gerçek sayılarda değil kompleks sayılarda bile hesaplandığını bulmuştur.

Chebyshev gerçek kısmı 1'den büyük tüm kompleks sayılar için bu toplamın hesaplanabildiğini kanıtlamıştır.

Bay alpha, burada sorunumuz şuydu:

Uzun zamandır Zeta fonksiyonunun trişkadan kökleri dışında kökleri bulunmuyordu.

Eşanlamlısı şu , aşikar olmayan çözümleri bulmak Milenyum problemlerinden biriydi.

Trişkadan kökler dışında kökler bulunduğu zaman gerçel sayı ekseninde asal sayıların dağılımı da ortaya çıkacaktı.

Ne alaka?

Dedim içimden.

Bu bağlantıyı hemen kuramadığını hissediyorum, bay alpha.

Bununla birlikte şu an o kadar mutlu ve heyecanlıyım ki çözümümü hemen bilgisayara aktarıp tüm dünyadaki matematik dergilerine göndereceğim.

Sen de bana yardımcı ol, senin klavyen iyidir.

Elbette , yardımcı olurum, hocam.

Başlamadan önce kantinden birer kahve getireyim.

Tıpkı Raskolnikov gibi avucumdaki ilaçları fincana boşaltırken kalbimin duracağını sanıyordum.

Kısa sürede sonuç almıştım.

Hiçbir şey olmamış gibi dışarı çıktım.

Karanlık koridorda ilerlerken sırtımdan bir damla terin aşağı doğru süzüldüğünü hissettim.

Beyaz gömleğimin yakasında yine ter lekeleri oluşacaktı, yıkatmak ve ütületme ücretini her hafta

Ödemek zor geliyordu.

Uzun koridorun en sonundaki hoca neden benim danışmanım oldu diye düşünürken kapıya ulaşmıştım.

İki kere kapıyı vurup içeri girdiğimde oda her zamanki gibi yaşlılık kokuyordu.

Bilirsiniz, yaşlı insanların kendilerine özel kokuları vardır.

Danışman hocam koltuğundaydı, başı geriye düşmüştü, ağzı açıktı, ekranda sonlu sayıda parçacıktan oluşan bir sistemin lagrangian fonksiyonu yazılıydı, masa üzerindeki beyaz kağıtta OYUN TEORİSİ çalışmıştı.

Aniden ekranda kişisel bilgisayarınızı etkinleştirin yazısı belirdi, bir sorun vardı , hemen ana girişteki güvenliğe koştum.

Güvenlik görevlisi ile 112 acil yardımı aradığımızda uzun koridorda boş sandığım birçok odanın aslında dolu olduğu ortaya çıktı.

Üst kat fizik bölümünden akademisyenler zemin kattaki matematik bölümüne indi.

Sağlık görevlileri profesörü yere yatırıp uzun bir hortumu nefes borusundan göndermeye başladı ben de serum torbasını tutuyordum doktor arada bir hortumu çıkarıp peçete ile silip tekrar gönderiyordu.

"Allah rahmet eylesin, yapacak bir şey kalmadı "dedim.

Dizlerini yere dayamış elindeki lamba ile hocanın yutağına bakan doktor kafasını kaldırıp bana baktı.

Ne kadar rahattım ve bu rahatlık beni de şaşırttı.

Bir ay sonra dünyadaki tüm saygın matematik dergilerinden aynı cevap geliyordu.

Bu cevabı sizinle paylaşmak istiyorum.

Thank you very much for submitting your paper, entitled:

"Zeta Function and prime numbers

We have noticed that the solutions you have found

Are the trivial solutions, that's why we wont publish your paper.

Yours sincerely,

Bulduğu çözümler aşikar çözümlerdi.

Ortada basılması gereken bir makale yoktu.

Son-