Efsaneler Dünyasının, İnsan üstü insanları bir toplum olarak yaşardı. Bu toplumda en güçlü aile, toplumu yönetirdi. Bu Aile'ye Lightbringer Ailesi denildi. Lightbringer ailesi nesiller boyu genelde adil ve yararlı bir yönetim sergiledi.
Şu an Aile'nin lideri "Maraz" adında bir imparator'du.
Maraz ve karısı Ellie'nin 4 çocuğu vardı.
En büyüğü John'du. Bir küçüğü Lazarus'tu.
Lazarus'tan küçük olan çocuk ise Orkimes'ti.
En küçükleri ise Ashborn'du.
Bunun dışında Aile'de iki amca vardı.
Büyük olanın adı Yurtaz. Küçük olanın adı
Kuntar'dı.
Kuntar'ın bir çocuğu vardı. Adı Yukar'dı.
Yurtaz'ın ise çocuğu yoktu. Lightbringer ailesi bu kadar kişiden oluşuyordu.
Maraz, çok adil, cömert, saygın, güçlü, niletiklere sahip bir imparatordu.
Bu insan üstü insan toplumu her zaman savaşlar gördü ama Maraz'ın döneminde savaşlar çok azaldı. Neredeyse barışa yakın bir dönemdi.
Fakat aile içinde bu kadar iyi ve en yetkili kişinin Maraz olduğunu gören. Büyük kardeş Yurtaz kıskançlık duygusu ile doldu.
Yurtaz'ın düşünceleri şunlardı ; Neden? Kardeşim yerine neden ben yönetmedim? Neden kardeşim herkes tarafından sevilip, saygı duyulurken, ben görmedim?
Yurtaz, bu düşünceler içinde kıskançlık ve nefret ile dolup taşmıştı.
Yurtaz tek başına bir gün yedi tepe ormanı adı olan. Bir ormanın içinde düşünceler içinde dolaşıyordu.
Birden karşısına, 2 metre boyunda kırmızı gözlü, siyahlar içinde bir varlık belirdi.
Karanlık varlık : Yurtaz sana yardım edebilirim.
Yurtaz biraz korkmuştu. Bu adam kimdi? Bu adamı ilk kez görüyordu. Ama soğukkanlı haline dönüp bir kaç saniye sonra cevap vererek konuştu.
Yurtaz : ne, sen kimsin? Beni nereden tanıyorsun?
Karanlık varlık : Anlatacağım sakin ol.