webnovel

ÖYKÜ 4: Finley ve Theodore

Bu sabah, arkadaşım Finley'i görmedim. O, bu sabah işe gelmemişti. Acaba o, neden bugün yoktu? O, hasta mı oldu. Yoksa, başına bir şey mi geldi? Finley, trafik kazası mı geçirdi? Eğer öyle değilse, Finley, tümden, işi bıraktı mı? Kafam sorularla dolu olmaya başladı. Ben, öğle arasını beklemeden, onu aramak istiyorum. Birazdan, onunla konuşmaya başlayacağım...

-Alo, Finley. Telefondaki sen misin?

-Evet, benim. Nasıl gidiyor?

-Seni merak etmiştim. Sonrası, her zamaki gibi işte.

-Haberin yok muydu. Ben işten istifa ettim.

-Ya. Sahi mi? Aslında, seni tebrik etmek istiyorum.

-Neden beni tebrik etmek istiyorsun?

-Çünkü, Patron bizi makine gibi çalıştırıyor. Bilirsin işte.

-Aslında, haklısın Theodore. Ben de yoğunluktan bunalıma girmiştim.

-Müdür çağırıyor beni, Finley. Neyse, sonra görüşürüz..

Finley'nin işten istifası bu şekildeydi. Belli etmiyordu, ama, sorunlar vardı. O, zaten, başka bir iş te bulmuştu. Boşta kalması söz konusu olmayacaktı. Finley, bu konuda, Theodore'dan daha katı birisiydi. O, iş hayatında hep istikrarlı olmuştu. Evet. Gerçekten, Theodore'dan daha farklı olduğu kesindi. Ama bu durum, beni ilgilendirmez. Çünkü Theodore, para kazanmakta daha şanslı olabiliyordu, zaman zaman.

Theodore, akşam için, beni evine davet etmişti. Ben de onu kırmadım ve kabul ettim. Onun söylediğine göre, 3 arkadaş daha gelecek. Theodore'un hep yaptığı bir şey vardı. Kalabalık ziyaretler olacaksa, misafirlerine zengin bir sofra sunar. Bunun istisnası yoktur. Yemek yapmaktan çok iyi anlar. Özellikle, pizzalarının tadı olağanüstüdür. Acaba, bu sefer, bizi nasıl besleyecek? Ona gidince, öğrenmek istiyorum ve sabırsızlanıyorum. (veya öğrenmek isterim ve beklemem.)