webnovel

Unknown place

Adadan aceleyle çıkmaya çalışan Alba

Denizcilerin çoktan dikkatini çeker. Bazı Cp9

Üyeleri şehrin iç yerlerine inmişti bile ölü adamların zanlısı için üç kişiden şüpheleniyordu bunlardan bazıları; beasts

Korsanlarının uzun zaman önce yakalanan adamlarıydı. Özellikle bu 3 kişi tehlikeliydi

(Kaido korsanları)

Onları soruştursalar bile masum oldukları hemen belli oldu .O sırada süpriz bir şekilde tam kaçarken devin saldırısına maruz kaldı

Kolundaki Kolluk sayesinde saldırıyı biraz hasarla atlatan Alba; siktir! Acıdı....

Dev: burda senin gibilere kaçış yok

bir saldırı daha yaparken söyledi

Bu sefer önceden koşarak iki kıvrak hareketle kaçmayı başardı.

Oimo: şanslı piç!

Bu sesleri duyan Cp9 yetkilileri olay yerine gelmeye çalışırken, Alba etrafındaki varilleri oimo nün kafasına atarken kaçmaya çalışıyor oimonun kafası dönerken bı kez daha vurmaya çalışmış ama çoktan mesafe açılmıştı.

Denizin altına inerek daha önce denizin altına sakladığı gemisine binerek ayrılmaya başladı.Diğer yetkililer olay yerine gelirken ne olduğunu soramadan oimonun oturduğunu gördüler, Alba kaçarken yüzü kapalı olduğu için dev onun suratını hatırlayamadı.

Sonunda Enies lobby den çıkan Albatros

Denizlerin engin ufukuna yelken açtı,

Şu hayatta denizin engin sularında gezerek

Adalardaki yada özel yerlerdeki maceralarından büyük zevk alıyordu

Yine "gizem" dolu bi okadarda şiddetli geçen bı günün sonunda gece olmuştu ve 30 dakikadır özel mektuba bakıyordu.

Bi türlü anlamıyordu aklında bazı tahminler vardı ama resim anlatılanlardan çok karışık.

'Şu koordinatlara sonra bakarım şimdilik başka yerlere uğramam lazım' dedi Alba

3 Ay sonra.....

Alba skypiea cennet kapısına gelmişti

Burda yüklü bir para istedikleri için gizliden girmeye karar vermişti Ada başlangıcında gökyüzünün ve bulutların verdiği o hissiyat manzara çok farklı,güzel bir deneyimdi onun için

AMA sonra bir gökgürültüsü ve gökleri sanki yere indirmiş gibi gelen şiddetli bır yıldırım

Bi anda albanın hayatını kararttı....

O an bir anda heryer Yıldırım mavisine dönüştü

Alba: .... Ahg! ..... Felç geçiren Alba 1 saat baygın kaldı

Gözlerini yavaşça açarken yerliler tarafından bağlandığını gördü , yüksek bulutlarda ve gökyüzünde olduğunu fark etti "shandia" diye adlandırılan insanlar tarafından yakalandı Alba buradan birka adasını görebiliyordu yerlilerden biri; Tanrı seni yıldırımıyla cezaladı seni kurban etmeliyiz!

Alba olanları anlamamış ama cidden öleceğini hissetti Ve o kötü gizemli hisleri yeniden hissetmeye başladı

Cebindeki kırmızı kağıt ve Mektub anormal bı şekilde titreşmeye başlıyordu. Tam boynu kesilecek iken bağları çözüp shandia yı tekmeledi ve sanki içindeki kötü his aşağı atlamasını söylüyordu öyle rahatsız edici hisediyorki kulakları çınlıyordu ve dayanamayıp, shandia lıların koşmasıyla gökyüzünden aşağı atladı

Çoğu kişi şaşkın bir şekilde bakıyordu

Shandialı: deli bu!!?

Başka birisi: cidden !

Aslında Albatros şu an tüm yaşadıklarını düşünüyordu; çok zayıf olduğunu sadece zeki ve kurnazlıkla bir yere kadar olduğunu biliyordu... Aslında o mektupdaki şeyin bir "Şeytan meyvesi" olduğunu anlamıştı

"o resimdeki insanların yerinde olmak istiyordu" çaresiz bir şekilde ölümü beklerken.....

Balon kafa adamlar..... kanatlı adam....mektup....kırmızı kağıt.....

Konum: bilinmeyen yer

Yavaşça gözlerini açan alba bir sürü tezahürat sesi duyuyordu. Cidden öldümmü ??? Cennetemiyim ?

Haaaagh öldüm.....

Hayır ölmedin evlat !

Alba bir ses duydu Aniden karnında acı hissetti; Ahhggh!!! Ne oluyor!

Kalk evlat bir kez daha vururum !

Alba karnını tutarak adama baktı. Kırmızı uzun saçlı hilal şeklinde saçı ve sakalı var.

Bu adam (Figarland garling) "Holy knights başkomutanı"

Sen kimsin!? Diye sordu Alba, ardından etrafındaki koca alana bakıyordu mükkemel nefes alıcı bir manzara,arena gibi bir yere gelmişti.

Garling: şu cebindeki kırmızı kağıt... Bunları nerden buldun ?

Se- seni ilgilendirmez ! Ahhhgg!!

Garling: düzgün konuş evlat !

Albatros bir kez daha karnını tutuyordu

Figarland onu kaldırdı; bu kağıtları sadece özel yarışmacılara dağıtıyoruz (mektupları)

Bir meslektaşım bu bulunması imkansız kağıtları çok önceden bir yerlere rastgele dağıtıp son bir yarışmacı almak istedi (özel bir yarışmacı) Diğer meslektaşlarım ve yarışı yapan organizasyon adamları bulunması yada katılması imkansız diye düşündü "bu kişinin"

Ama şimdi bakıyorum karşımdasın (şeytani bir sırıtışla söyler)

Ne yarışması bu?? Alba sordu.

"Mystical death race" Garling söyledi.