1 Giriş

Daha önce okumak için; https://tengriata.wordpress.com

--------------------------------------------------------------------------

Boşluk.

Sadece bu. Kapkaranlık bir şey, aynı fâre'ye bir süre dokunmadığın da ekranın kararması gibi.

Peki n'oluyo lan?

Öldüm mü?

Ya da yorganın altında kaldım ve uykusuz olduğum için fark edemiyorum.

Ellerimi kaldırdım ama bir şey kaç deneme sonrası korkmaya başladım.

Hassiktir lan gerçekten öldüm mü?

Hay amk daha yapacak onca şey var.

Yazmak, Okumak, İzlemek, Amaçlarım.

Hiç biri yoktu.

Daha önce hiç bu kadar berbat hissetmemiştim.

ÖLDÜM LAN!

SİKİYİM BÖYLE OLAYI!

***************!

**************!

"Bitti mi?" Dedi bir ses.

Sustum.

Arkamı döndüm.

Ve Hiç bir şey görmedim.

Oraya bakıyorum yok, Buraya bakıyorum yok.

"Şimdide gâyipten sesler duymaya başladım."

"Ne Gâyipi? Beşer misin sen?"(Yazar:Anladın mı ? Hani Âlemin Kıralın da ki eleman.)

Sni sese hopladım, bir kez daha etrafa baktım ve bir kez daha bir şey göremedim.

"Boşuna zahmete girme." Dedi ses yine.

"Nesin lan sen?" Dedim korkunun ve öfkenin olduğu umursamazlıkla.

"Biraz kibar ol, görgüsüz ayı." Dedi ses biraz eğlenceyle.

"Siktirtme alaycılığını da n'oluyo söyle." Dedim.

"Bak hâlâ, neyse" dedi bu sefer daha ciddiydi. "Şuan Boşluktasın."

Kafam karışmıştı, artık daha ne kadar karışacaksa.

"Diyosun?" dedim sorudan çok ifadeydi.

"Hıhı." Dedi sâkince.

"Niye ki?" dedim biraz gerginlikle.

"Sen öldün." Dedi basitçe.

Hiç bir şey anlamıyorum.

Nerdeyim?

Neden burdayım?

Bu ses ne?

"Söylediğim gibi burası boşluk." Dedi ses yine birden.

"Af buyur." Dedim gergince. Hâyatım da bu kadar korkmamıştım.

Nasıl ölmüştüm?

Niye ölmüştüm?

Kim öldürdü lan beni?

Hafif kıkırdamalar duydum. "Seni sevdim, bu saçma sohbeti ne kadar devam ettirmek istesem de hikâye'nin temelini anlatmam lâzım." Dedi ses sonlara doğru ciddileşmişti

"Bana sakinleşmem için biraz zaman verir misin? Dedim hemen başlardan önce.

"Tabi." Dedi ses.

Şimdi ...

Bi SES var.

Bana ölüp BOŞLUK diye bir yerde olduğumu söylüyor.

Ayrıca bâzen serseri, bâzense beyfendi şîvesi arasında geçiş yapabiliyor.

Bu bir tarafa, ben en son ne yapmıştım. Bunu düşünür düşünmez yoğun bir acı hissettim, en son böyle bir acı duyduğumda çocukken örümcek adamı taklit ederken koltuğun tepesinden düşüp başımı betona geçirmiştim. İşkence bir süre daha devâm etti, sonra yavaş yavaş azalmış, en sonunda yok olmuştu.

"Boşuna kendine işkence etme." Dedi ses.

"Ne?" Dedim hafif bir ağrıyla.

"Bedenini yok ettim." Dedi ses.

Bir an durdum. "Niye yaptın ki bunu?"

"Çünkü artık ihtiyâcın yok." Dedi.

Şimdi gerçekten kızdım, gerçekten. Hiç bir şey bilmemek ve anlamamak önce şaşkınlığı sonra korkuyu ve öfkeyi getirir.

"Yeter lan! Sıkıldım bundan! Siktirtme belanı da açıkla her şeyi!" Dedim bir çırpıda.

"Ben Yaratıcıyım." Dedi ses.

Şöyle bir durdum. "Aaaa." Dedim şaşkınca "Varmıydın sen?". Sonuçta Din yerine Mantığı tercih ederim.

Kıkırdama sesi duydum. "Uzun zamandır bu kadar eğlenmemiştim." Bir an sonra ciddileşti. "Bak oğlum, Ben Yaratıcıyım dünyada ki tüm dinler beni, bir Yaratıcıyı gösterir." Dedi. "Ama bâzılarının iddâsının aksine iyiler cennete, kötüler cehenneme diye bir olayım ya da şeytanım, meleklerim, cinlerim de yok. Diye devam etti.

"Bâzı inanışlarda bu var." Diye söyleyebildim sonunda.

"Evet, bir kaç kişi düşünerek bunu kavrayabildi ama bâzıları saçmalad��." Sonra sanki nefes alıyor gibi durdu. "Ama neyse, konumuz bu değil, sensin." dedi en sonunda ses.

"Biraz açıklasan?" diye rica ettim.

"Önceden bulunduğun dünya, düzelmiş bir dünyâ'ydı." Diye başladı. "Fakat diğer şarj edilebilir dünyâ'lar bu kadar tâlihli değil."

"Başka dünyâ'lar?" Diye sordum.

"Animeler, Mangalar, Kitaplar, İzletiler pek çok kurgu eser, gerekli gerçekte var." dedi.

"Ya?" dedim şaşkınca.

"Yaa." diye onayladı. "Açıklayayım; bu sözde kurguların yaratıcıları bu dünyâları rüyâlar aracılığıyla görüyor ve kendi yorumları ve hayal güçleriyle harmanlayıp yayınlıyorlar. "

"Mesela?" dedim merakla.

"Mesela Heri Potır o dünyanın ne kadar karanlık olduğuna inan çok şaşırırsın sonra Naruto da var öyle güçlere sahip olan insanların bu kadar masum olacağına inanıyor musun gerçekten." Diye devam etti.

"Anlıyorum, ben de hep gençlerin ilgisini çekmek için ya da kendileri çok dar görüşlü diye düşünürdüm." Dedim.

"Tabi gerçeğe çok yaklaşanlar da var örneğin Buz ve Ateşin Şarkısı. Bir de Tokyo Gûl var, neredeyse bire bir. Sonu hâriç." Dedi ses.

"Aynen öyle bir hikayeye öyle bir son saçmalıktan başka bir şey değil." Dedim rahatsızca.

"Sonun öyle olması yazarın intihar etmesiydi." Dedi.

"Harbi mi?" dedim şaşkınca. Gerçi İşida Sui kimliğini hiç bir zaman açıklamamıştı bilmemem doğaldı.

"Evet, yazar aslında gâyet kırılgan birisiydi, en sonun da buna katlanamadı ve kendine kıydı gariban."Dedi sakince.

"Dur bi, bunları niye bana anlatıyosun?" diye sordum.

"Söylediğim gibi dünyân düzelmiş ama az önce bahsettiğim dünyâlar değil." Diye başladı. "O dünyâları düzeltmek için biri lâzım. O da sensin."

"Neden beni seçtin?" diye, pek çok kişiden daha zeki ve mantıklı olsam da öyle abartılı bir tarafım yoktu.

"Çünkü şu iyimser dünyâlardan nefret ediyorsun ve sadece nasıl daha gerçekçi olucağını değil, nasıl düzeltileceğini de biliyorsun." Dedi ses. "Söylediğim gibi bu dünyâlar sonları mutlu olsa da sâdece bir kaç şahısla sınırlrı dünyanın geri kalanına n'oldu kimsenin sikinde değil."

"Evet." dedim yavaşça.

"Bu boktan dünyâlar da kurgudakinin aksine bir ana şahıs ve saz arkadaşları yoktur sâdece, bu aptalların anlamsız arkadaşlık ve aşk ilişkilerinin arkasında sayısız canlı ve emek görmezden gelinemez." Dedi ses.

"Yürü be reis, arkandayız." dedim heyecanla.

"Saol, saol." dedi memnunca."Peki, bu dünyâları ve canlıları kurtarıcakmısın ?"

"Yani benim onları düzelteceğime inanıyorsun." dedim hafifçe.

"Evet, yeterli beceri ve şahsiyete sahipsin." Dedi ses."Hiç de kolay olmayacak, o dünyâlar oldukça yozlaşmış." Dedi ses.

"Yaratıcı olduğunu söyledin sen niye yapmıyorsun?" Diye sordum.

"Evet, yaratıcıyım ama yönetici değil dinlerde ifade edilen gibi insanları çocuklarım olarak görsemde bu sonsuza kadar pisliklerini temizleyeceğim anlamına gelmiyor."Dedi.

"Neden?" diye üstüne gittim. Gerçekten neden?

"Eğer müdahale edersem her şey düzelir ama gelişmez." Dedi sakince. "Bu aynı şu çöp eserlerdeki ezik ana şahısın tüm vasıfsızlığına rağmen pek çok üstün varlığı arkadaşlığın gücü veya azıcık çalışmayla yenip canı ne isterse yapması gibi olur."diye bitirdi birazcık sinirle.

"Ama bu hikayelerin gerçek olduğunu söylemiştin, eğlence ürünü değil.Sırf eğlenmek için bunu yapmadığını söyleme." Dedim birazcık umutla.

"Hayır."dedi."Bu aynı bir ebeveynin reşit olmuş çocuğuna bakması gibi olurdu her dünyâ da ilk canlılara ne yapmaları gerektiğini ayrıntısına kadar açıkladım ve gerekli kaynaklar verdim ama bir türlü beceremediler bende bizzat müdahale etmek istemediğimden o dünyâlardan bu dünyâya görüler göndermeye karar verdim."

"Neyi amaçladın ki ?" diye sordum.

"Her ne kadar dünyanın huzura en erken olduğunu söylediysem de hala gidecek çok yolunuz var ama diğer dünyalarla karşılaştırıldığında cennet denebilir."dedi ve devam etti."Eserlerin gerçekten bu kadar saf olma sebeplerinden biri de bu, her şeyi çok iyimser yaklaşmaya meyillisiniz."dedi."Ayrıca çok da tecrübelisiniz uzun tarihiniz,sonsuz hayal gücünüz ve çok farklı şahıslarınız bunlar sizi diğer herkesten daha iyi yapıyor."diye bitirdi.

Beynim söylenenleri işledi anlattıkları ne kadar uçuk gibi gözükse de inanmaktan başka çarem yoktu.

"Peki ne yapmam gerekiyor ?"diye sordum, başka çârem yoktu gerçi, ayrıca istiyordum da, hayâtımdan ne kadar memnun olsam da daha iyi hâle getirebilirdim.

"Evet, hayâtın çok daha iyi olur."dedi ses.

"Ah, aklımı okuyabiliyodun dimi?"diye sorudan çok ifade ettim.

"Yeterli seviyedesin. Önceki hayatın da ne kadar memnun olsan da zihniyetin ve şahsiyetin ile diğer dünyalarda daha iyi iş çıkarırsın.İlgi alanların ve isteklerin ile gerçekten memnun olmak istiyorsan kargaşa içindeki bir dünya lâzım sana dünyâ'nın huzurlu olması senin için iyi olsa da sana devasa bir de engel koyuyor."dedi uzunca."Bu kabul edilemez bir israf, senin gibi biri yeni bir düzen getirir, eskisini sürdürmez."diye bitirdi.

Yavaşça başımı salladım ben de hep böyle düşünürdüm, târih sayfaların da kargaşayı bitirip düzen getirenlere gıptayla bakar, kendimi onların yerinde hayâl edebilirdim zaten benim gibi olanlar çoktan tüm düzenleri, devrimleri kısacası eğlenceli olan her şeyi yapm��şlardı. Ben ise yapabileceklerimin çok az bir kısmın başarabilirdim.

"Yapman gereken ise,"diye başladı ses."seni şu muhtaç dünyâlardan birinde yeniden doğmanı sağlayacağım sen de o dünyâya huzur getireceksin."dedi."Ayrıca işini kolaylaştırması için sana bir dizge vericem."dedi ses.

"NE ?!"

"Bağırmana gerek yoktu."dedi bıkkınca"Buna pekte ihtiyâcın yok ama olabildiğince yardım etmek istiyorum."

"Cidden dizge verebilirmisin?" dedim heyecanla. Dizge şu oyuncu hikâyelerinde olan ve aşırı işe yarayan muhteşem şeylerdi bunları görüpde istememek mümkün değildi.

"Evet." Diye onayladı. "Şimdi artık soruların bittiyse seni göndericem."

"Başka sorum yok." Dedim.O kadar heyecanlıydı ki bedenim olmasa da titrediğimi hissedebiliyordum.

"Hadi kolay gelsin." Dedi.

Sonra bi ışık oldu.

--------------------------------------------------------------------------

Daha önce okumak için; https://tengriata.wordpress.com

avataravatar